(a) unutmamak, aklından çıkarmamak, daima hatırlamak, (b) çok etkilenmek, içine işlemek, çok üzülmek/duygulanmak.
He laid his sister's death very much to heart.
(a) gömmek, ebedî uykusuna yatırmak, (b) örtbas etmek, bertaraf etmek.
(ölüyü) gömmek, defnetmek.
(a) gömmek, ebedî uykusuna yatırmak, (b) örtbas etmek, bertaraf etmek.
gemiyi tezgâha koymak
Fiil
bir şey üzerinde hak iddia etmek
Fiil
üzerinde hak iddia etmek
Fiil
bir emlak üzerinde hak iddia etmek
Fiil
kendini saldırıya maruz bırakmak
Fiil
kendini iftiraya maruz bırakmak
Fiil
kendini eleştiriye açık tutmak
Fiil
eleştiriye maruz kalmak
Fiil
kendisini eleştiriye maruz bırakmak
Fiil
kendini halkın kınamasına maruz bırakmak
Fiil
kendini gülünç yapmak
Fiil
parasını kazançlı işe yatırmak
Fiil
kuşatmak, muhasara etmek, muhasaraya almak.
...i ablukaya almak
Fiil, Askerlik
...i muhasara etmek
Fiil, Askerlik
...i kuşatmak
Fiil, Askerlik
birini ebedi istirahatgahına uğurlamak
Fiil
birini toprağa vermek
Fiil
bir şeyi birinin bakımına vermek
Fiil
birine sıkı sıkı talimat vermek
Fiil
eski mevkiinde olmamak
Fiil
sonucu lehine olan/gözüken bir bahse girişmek.
lay (someone) odds (of): birine avantaj sağlamak, üstünlüğü birine bırakmak.
önergeyi belirsiz ileri bir tarihe atmak
Fiil
hasarı saptamak (davacının uğradığı zararları iddia etmesi
biri hakkında polise ihbarda bulunmak
Fiil
araziye uymak (argo)
Fiil
kabahati birinin üzerine atmak, birini kabahatli bulmak.